E-ATIK
Her 2 yılda bir kullanıp attığımız cep
telefonlarının doğaya verdiği ancak görmediğimiz sonuçları var.
İlk cep telefonu ile tanışma 10
yaşında başlıyor. İstatistiklere göre telefonlarımızı her 2 yılda bir
değiştiriyor ya da modelini yükseltiyoruz.
Yine istatistiklere göre ülkemizde
insan ömrü beklentisi 80 yıl. Bu her insanın yaşamları boyunca yaklaşık 30 – 35
telefona sahip olacağı anlaşılıyor.
Ülkemizde de her yıl 15 – 16 bin cep
telefonu kullanım ömrünü tamamlamadan çöp kutularına atılıyor yada evlerin
köşesinde belki lazım olur diye unutulmuş şekilde atıl olarak bekliyor.
Uzmanlar bu durumu e-atık olarak
değerlendiriyor, hızlı değiştirme alışkanlığımız yıllık e-atığı büyütüyor.
Yapılan araştırmalara göre her yıl
dünya genelinde 1.4 milyar cihaz üretiliyor, bir telefon yapmak için 7 kg
yüksek dereceli altın cevheri, 1 kg tipik bakır cevheri gibi madenlerin
çıkarılması gerekiyor. Yıllık üretilen telefon miktarı için yeterli hammadde
tedarik etmek için teknoloji şirketleri tonlarca cevher madenciliği yapıyor.
Yenilenen
her telefon ,
gerçek ömrünün sonuna ulaşmadan başka bir kullanıcının elinde ikinci, üçüncü
veya dördüncü bir ömre sahip olabilir.
Gezegenimizin
nadir kaynaklarını kurtarmak ve yeniden kullanmak için yenilenmiş telefonlar
kazançlı bir yol olabilir.
Akıllı
telefonlarımız eksi olsa da bazı parçaları değerlerini kaybetmez, yapılan
araştırmalara göre 1 milyon "ölü" cep telefonu 16 ton bakır, 350 kg
gmüş, 34 kg altın ve 15 kg paladyum kaynağı olabilir.
Gezegenimizin,
ülkemizin, karşı karşıya olduğu tehditlerin göz ardı edilemeyeceği bir zamanda
bu değerli metaller her zamankinden daha kıymetlidir.
İnsanlarımız
doğal kaynakları koruma ihtiyacı üzerine konuşmakta oldukça başarılılar, ancak
doğal kaynakları koruma hususunda yeterli hareketi göstermemekte.
Ülkemizi,
korumakta hepimiz sorumluyuz, e-atıkları durdurmak için herkesin dahil olması
gerekiyor.
Cumhurbaşkanımız
Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın önderliğini yaptığı israfın
önlenmesi, kaynakların daha verimli kullanılması, atığın oluşması durumunda
kaynağında ayrı toplanması ve geri kazanımının sağlanması yönünde ki “sıfır
atık” çalışmaları desteklenmeli, kurum ve
kuruluşlarımız üzerine düşeni yapmalı, insanlarımızda bunların takipçisi
olup çevre sorunlarının çözümünde rol
almalılar.